16 Şubat 2014

Beauty Formulas Burun Bandı

Burnumuzun üzerindeki gözeneklere zaman içinde dolan kir ve yağ, siyah noktalar haline gelerek kötü bir görüntü oluşturuyor. Bunları ciltten söküp atmak da sıkarak pek mümkün olmuyor ve izlere yol açabiliyor... Bu bakımdan burun bantlarını burnumuzdaki gözeneklerini temizlemek için kullanmak yararlı oluyor. Bu sayede genişleyen gözeneklerin içindeki kiri ve yağı bu bantlar yardımıyla, ağda mantığıyla çekip alıyoruz. Tabi ki ağda kadar kuvvetli değil bu ürünler... 

Gözeneklerin içini bu şekilde temizledikten sonra sıkılaştırıcı bir tonikle burun üstünden geçerek tekrar kir dolmasını engellemiş oluyoruz. Daha sonra yine nemlendirici sürerek cilt bakımını tamamlamış oluyoruz. Bunu uzun uzun anlatmamın sebebi bu bantlar hakkında çok soru sorulması... Daha önceki farklı markalara ait burun bantları yazılarıma buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bu sefer bahsedeceğim burun bantları Beauty Formulas a ait ve Watsonslarda satılıyor.


 Derin Temizleyici Burun Gözenek Temizleyici Bantlar olarak geçiyor ve içinde 6 adet bantla geliyor...

14 Şubat 2014

Bukre * Kahraman Tazeoğlu

Bukre
Kahraman Tazeoğlu
Destek Yayınevi
2013
304 Sayfa


Kendi arkadaşlarımla yaptığımız, okuduğumuz kitapları tartışma, konuşma günümüzde ilk seçimimiz Bukre oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse ben genelde kitap tercihlerimi çok satanlar kitaplar arasından seçmemeye çalışıyorum ancak yazarla tanışmak açısından güzel olur ümidindeydik...

Kitap, üniversiteye hazırlanan bir genç kızın sevgilisinden aldatılması sonucu ayrılmasıyla başlıyor. Üzüntüsü ve sıkıntısını en yakın dostu olan Selim le yine paylaşır ve hayat bir şekilde devam eder... Yeni sürprizleriyle...

Hikayenin başından zaten sonunda ne olabileceğini kestirebiliyorsunuz ancak yine de okumak için kendimi zorladım. Zorladım diyorum çünkü liseli öğrencilerin aşk hakkında edebiyat parçalamaları oldukça yavan ve sıkıcıydı. Yani o kadar çok aşk hakkında kitap okudum ancak hiç böyle uzun uzun, pek bir anlam ifade etmeyen cümleleri okumamıştım...

Bir yandan sevgiden, aşktan bahseden bu iki genç bir yandan insanlara karşı ön yargılarla dolu olmaları, kendilerini kutsal saydıkları iç dünyalarına kapatmaları bence oldukça itici...

13 Şubat 2014

Ay Hadi İnşallah * Pucca

Ay Hadi İnşallah
Pucca
Okuyanus Yayınları
2013
332 Sayfa


Dizüstü Edebiyatı nın en çok satan, en çok bilinen Pucca nın son kitabı da yakın zamanlarda çıkmış bulunuyor. Kendi hayatını anlattığı Pucca Günlük olarak geçen kitapların birincisi Küçük Aptalın Büyük Dünyası, ikincisi Ve Geri Kalan Herşey, üçüncüsü Allah Beni Böyle Yaratmış ı daha önce yazmıştım. Kitap isimlerine tıklayarak yorumlarımı, nasıl kitaplar olduğunu okuyabilirsiniz.

Pucca kitaplarını sık sık çıkaramıyor çünkü artık onları yaşaması gerekiyor. 1. ve 2. kitabında daha geçmişi anlatırken artık çok yakın zamanları anlatıyor. Genelde aşk hayatını, evlilik isteğini anlatırken dili o kadar rahat ve gerçekçi ki okumadan edemiyorsunuz. Yazdıkları değil yazım şekli bence en çok ilgi çeken şey oluyor. Çünkü kız erkek ilişkileri hakkında bir çok dizüstü edebiyatına ait kitap olmasına rağmen Pucca onların arasında ipi göğüslüyor...
Ay Hadi İnşallah isimli dördüncü günlüğünde, üçüncü kitabında şöyle bir başlangıç yaptığı Ceri ile evlilik yolunda ilerlemesini anlatıyor. Hemen kitabın başında aksiliklerle dolu bir evlilik teklifinin ardından yaşanan ayrılıklar, üzüntüler, kavgalar, araya giren insanlar derken yine 5. kitaba yol açan söylemeyeceğim bir sonla bitiyor...

12 Şubat 2014

Şeker Portakalı * José Mauro de Vasconcelos

Şeker Portakalı
José Mauro De Vasconcelos
Aydın Emeç ( Çeviren )
Can Yayınları
112. Baskı 2013
İlk Baskı 1983
182 Sayfa


Ah sen ne güzel bir kitapsın...
Çok eskiden okuduğum sandığım Şeker Portakalı kitabını okuduktan sonra hiç okumadığımı acıyla fark ettim. Eğer okusaydım mutlaka aklımda kalır sonunu okumak için nefes almadan bitirmeye çalışmazdım...
Çok fakir, çok çok fakir bir ailenin en küçük çocuğu Zeze... Hayat karmaşasında ve ailesinin zor hayatı içinde sevgisizlikler içinde yolunu bulmaya çalışıyor bata çıka... Sonra bir fidanla arkadaş oluyor ama zamanla o da yetmiyor içindeki büyük boşluğa... Sonra bir gün biri o boşluğu doldurmaya başlıyor. Sevgiyle doldukça minik yüreği daha da coşuyor daha da güzelleşiyor... Geri kalanını okumak lazım tabi... 

11 Şubat 2014

Uğultulu Tepeler * Emily Bronte

Uğultulu Tepeler

Emily Bronte

Ali Ateşoğlu (Çeviren)

Bordo Siyah Yayınları

504 Sayfa

 

Uğultulu Tepeler kitabının herkesten o kadar çok övgüsünü duydum ki okumasam olmazdı. Hem de artık şu ödünç aldığım kitapları bitirmem lazım:) Kitap romantik akımın en büyük öncülerinden sayılıyor ve Jane Eyre yi yazan Charlotte Bronte nin kız kardeşi tarafından yayımlanmış. Bazı görüşler kardeşlerin en iyi eserinin Uğultulu Tepeler olduğunu savunuyorlar... Ben Jane Eyre yi okumadığım için bir yorumda bulunamıyorum.

Neyse efendim hikayemiz İngiltere nin Victoria Dönemi nde, yeni bir kiracının hikayenin geçtiği evlerden birine havanın kötü olmasından dolayı sığınmasıyla ortaya çıkıyor. O evdeki güzel ama sessiz ve sinirli kızı görünce merak edip, kiracı kaldığı evin hizmetçisine soruyor ve emektar hizmetçinin olayların tam ortasında olması dolayısıyla anlatacağı uzun bir hikaye başlıyor...

Bir aileye gelen evlatlık bir çocuğun gelmesiyle başlayan bu üç nesillik hikaye bir çok insanın hayatını baştan sona değiştirir. Sevgi ve aşkla başlayan bu hikaye zaman içinde nefret ve ihtirasların kurbanı olur ve yeni doğan çocukların hayatlarını da etkiler...

Hikaye o kadar ayrıntılı ki böyle bir hikayenin gerçekte yaşanmamış olduğunu aklınızdan bile geçirmiyorsunuz yani oldukça inandırıcı... Hikayenin uzunluğu ve ayrıntılı olması aynı zamanda bütün karakterleri en ince ayrıntılarına kadar öğrenmenizi ve bütün hikayenin aklınızda kalmasını sağlıyor. Her ne kadar bunun gibi olumlu yanları olsa da gün be gün her ayrıntıya kadar anlatılan hikaye kimi zaman beni sıkmadı değil. O yüzden 55 gün gibi rekor bir zamanda bitirmeyi başarabildim kitabı...

Kitap ruha dokunan aşk ve nefret ilişkisini, intikam almaya çalışan aşık insanları, zenginlik ve soylulukla oluşan sınıf farklarını, önemsiz kaprisler yüzünden bir çok insanın hayatlarının nasıl değiştiğini ilmek ilmek içinize işliyor... Duygular üzerine kurulan bu kitap romantikler ya da duyguların düşüncelerin ince ince anlatıldığı kitaplardan hoşlanan okuyucular için biçilmiş kaftan... 

10 Şubat 2014

Küçük Şeyler * Üstün Dökmen

Küçük Şeyler
Üstün Dökmen
Sistem Yayıncılık
2007
176 Sayfa

Üstün Dökmen i bir zamanlar Trt 1 de Küçük Şeyler programı yapmaktayken sık sık izlerdim. Skeçlerle örneklendirip günlük sorunları ya da küçük psikolojik yanlışlarımızı gösterirdi bizlere... Pazar günü sakinliğinde bu programı izlemek Üstün Dökmen Hoca nın sakin ses tonuyla yol göstericiliği hoşuma giderdi. İşte o aralar çıkan ve çok satan kitaplar listesine giren kitaplardan biriydi bu da... O zamanlar çok ilgimi çekmemişti her şeye rağmen aslında. Çünkü program olarak seyretmenin daha verimli olacağına inanmıştım nedense...
Yakın zamanlarda ise artık eskimiş kapağıyla bir takas sonucu edindiğim bu kitabı okumuş oldum... Bölümlere ayrılmış kitapta her telden insan psikolojinde açılan boşluklar, yapılan hatalar yine Dökme üslubuyla anlatılmış... Kimi zaman kendi anılarından kimi zaman küçük hikayelerden faydalanılarak yazılmış. Her bölümde de yine Üstün Dökmen in neredeyse sesini duyabileceğim kadar tanıdık tarzından bir bakış açısı kazandırma çabaları...
Her ne kadar bölüm bölüm ayrılarak okuma kolaylığı sağlansa da artık bir yerlerden sık sık duyduğum fikirlerin tekrarından dolayı kitabı ancak 22 günde bitirebildim. Son derece yalın bir dille yazılmış bu kitabın bu kadar elimde sürünmesinin sebebi artık çok aşina olduğum konular, hikayeler, kıssadan hisseler ve fikirler olmasıydı. Somut çözüm yolları ortaya konulmasından daha çok genel bir çerçeve çiziliyordu ve ben bundan sıkıldım...
Belki kişisel gelişim kitaplarına çok tanıdık olmayan kişiler için uygun olabilir ancak bana yüzeysel geldi... Basım tarihinin üzerinden yaklaşık 7 sene geçmesiyle belki fikirlerin geride kalmasından da olabilir bu sıkılma durumum...

Tek Kanatlı Bir Kuş * Yaşar Kemal

Tek Kanatlı Bir Kuş
Yaşar Kemal
2013
Yapı Kredi Yayınları
76 Sayfa


Yaşar Kemal le tanışmak için Bir Ada Hikayesi serisi elimde beklemekteyken Kitap Kardeşliğinden tanıdığım Sevgili Iroshum un bu güzel hediyesiyle Kemal le tanışmam başlamış oldu...
Bir kasabaya atanan Posta Müdürü karısıyla beraber yola çıkıyor ancak kasabadaki uğursuzluğa inanıldığı için kasabaya bir türlü gidemiyor. Herkes bir şeyler söylüyor, dedikodular, korkular konuşuluyor, araçlar korkudan  oraya gidemiyor derken bir kaç Anadolu insanı çevresinde dolaşan konuşmalar korkunun çerçevesini çiziyor...
O kadar ince bir kitap ki tam bir yerlere varacak derken bitince son sayfaları tekrar okudum acaba bir şeyler mi kaçırdım diye ancak yazar beni orta yerde bırakıp gitti... 76 sayfalık bir kitap tek seferde okunabilir belki ancak başka kitaplarından daha ümitliyim yazarın... Bunu beğendiğimi söylesem kendime haksızlık etmiş olurum:)
Sevgiler 


Kitap Tanıtımı:


Edebiyatımızın çınarı, büyük usta Yaşar Kemal'in Tek Kanatlı Bir Kuş kitabı, toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan korkunun destansı bir romanı. 

9 Şubat 2014

Yeraltından Notlar * Dostoyevski

Yeraltından Notlar
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Elşen Abdurrahim (Çeviren)
1. Basım Ocak 2010
Paraf Yayınları
167 Sayfa

Klasiklerden merak ettiklerim arasında yer alıyordu Yeraltından Notlar. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim arkadaşımdan yine Paraf Yayınları na ait bu kitabı da ödünç almak ihtiyacı hissettim bu yüzden. Yine aynı sorunla karşı karşıya kaldığımdan sanırım (tercüme sorunu) çok da tad alamadım kitaptan. Bende çok etkileyici noktalar bırakmadığından ve okuduktan sonra arasından uzun zaman geçtiğinden buradan mutlaka okunmalı yorumu yapamıyorum. Ancak bu kadar beğenilen bir kitaptan hoşlanmamam belki tercüme yanlışlıkları belki benim o anki ruh halim olabilir düşüncesiyle tamamen gözden çıkarmış değilim kitabı. Belki tekrar okuyabilirim ileriki zamanlarda... Çünkü içine sindirilerek okunması gereken yavaş yavaş anlaşılması gereken kitaplardan biriydi her şeye rağmen...  Ağır bir dili yoktu daha çok bir adamın her şeye karşı çıkan ruh halini yansıtan ve gerçekten düşünülmesi gereken fikirlerinin toplamı gibiydi... Hikaye örgüsü, kurgu bekleyenler için hayal kırıklığı olabilir çünkü kitabın ana ekseni bir olay anlatmak değildi. Daha çok yazarın beynini zorlayan düşüncelerin bir anda kusulması gibiydi... Zekice olduğu kesin her birinin... Ancak farklı yayın evlerinden okunmasında yarar var düşüncesindeyim...

Sarı Naciye / Tiyatro

"Bir göç hikayesi... Töreye rağmen hayalleri olan gençlerin hikayesi... Engellere rağmen mücadelenin hikayesi... Bir kadının askı , gururu, saflığı ve inancıyla... Bir kadının duruşunun hikayesi..."  


Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konan 2 perdeden oluşan 1 saat 50 dakikalık oyunun konusu böyleydi... Sarı Naciye olarak karşımıza Fosforlu Cevriye den  Cevriye rolünde gördüğümüz Feray Darıcı çıkıyor. Bu sefer saçları sarı tabi ki oyuna uygun olarak...



Dağda yaşayan baba kız ve oğul zor şartlar alında geçimlerini sürdürmeye çalışırlar. Her ne kadar mutlu ve huzurlu olsalar da yemek bulmak, sığınmak günden güne zorlaşmaktadır. Oğul ise artık ovaya inmek ve sevdiği kıza ( bu oyuncuyu ise (Deniz Gökçe Kayhan) seneler öncesinden Aşkı Memnu oyununda Nihal rolüyle çok başarılı bulmuştum)  daha iyi bir hayat hazırlamak için para kazanmak ve hayallerine kavuşmak istemektedir. Babasının sevgili kızı Sarı Naciye ise her ne kadar ovaya inmek istese de geleneklerine bağlı babayı üzmek istemediğinden abisine karşı çıkar... Olaylar gelişir ve ovaya inmek zorunda kalır Sarı Naciye. Ancak orada dağın zorluklarından çok daha öte insanların kötülükleriyle baş başa kalır...

Naciye nin temizliği, asilliği, dürüstlüğü oyun boyunca hakim olur tüm konuya... Bu yüzden de törelere, insanların kötülüklerine kızıp bir yandan Naciye ye acıyor bir yandan güçlü duruşuna hayran kalıyorsunuz. Her şeyin giriftleştiği, zorlaştığı hayatlarımızda bazı duyguların bu eserlerle elenip yalınlaştırılarak gösterilmesi herkesin kendini, çevresini sorgulamasına yol açıyor. Zaten tiyatronun en güzel taraflarından biri de bu...

8 Şubat 2014

Bir Yaz Gecesi Rüyası, Hamlet, Kral Lear * William Shakespeare

Kitapları okumaya devam ediyorum ancak bir türlü yazmaya fırsat bulamadım. Son bir kaç kitabı yazmaya çalışacağım ancak o ilk bitirdiğimdeki etkisi gibi olmayacaktır yazdıklarım... Zaten sanki çok etkilenmediğim için yazamadım...
Shakespeare in Macbeth kitabını okumuş ve şurada yorumlamıştım. Hatta 2013 te okuduğum en iyi kitaplardan olduğunu da 2013 ün en iyilerini ve en kötülerini seçtiğim şu yazımda söylemiştim. 
Bunun üzerine Shakespeare i daha çok okumaya niyetim varken arkadaşımda klasikler serisinin olduğunu görerek hemen üç kitabını ödünç aldım. Ancak bu kitaplar Paraf Yayınları tarafından çıkarılmış. Benim okuduğum ise Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştı...Çok bir fark olacağını düşünmedim... 
Ancak gerçekten tercümenin ne kadar önemli olduğunu Shakespeare eserlerinde daha çok fark ettim sanırım. Üç kitapta da maalesef Macbeth deki aldığım tadı alamadım. Bu tabi ki kitapların konusuyla ilgili olmayıp tercüme derinliğinden kaynaklanan bir şeydi... Bazı merak ettiğim cümleler açıklanmamışken, çok da etkili olmayan kelimeler dipnotlarla açıklanmaya çalışılmıştı. Ayrıca okurken bazı şeylerin atlanıldığı duygusuna kapıldım. Cümleler, konular kopuk kopuk ve yüzeyseldi. Maalesef bu eserleri okuyup içime sindirdim sayamıyorum. Hasan Ali Yücel serisinden tekrar okumayı düşünüyorum aynı eserleri.... Şimdi arka kapak yazılarına bakalım:


Bir Yaz Gecesi Rüyası

William Shakespeare'in 1594-1595 yıllarında sahnelendiği, 1600'lerin başında basıldığı kabul edilen romantik komedyasıdır. Oyun, evlilik ve aşk ilişkilerini konu almakla beraber bu kurumlara ironik bir biçimde yaklaşmaktadır. Konu, Atina'da bir düğün çevresinde geçmektedir. Oyun içerisinde farklı sınıflardan, farklı türlerden, hem aşklara hem de ilişkilere yer verilmektedir. Shakespeare, bu oyunda ironiler de yapmıştır. Shakespeare'in hiciv anlayışının yanı sıra Hıristiyanlık, Roma ve Yunan mitolojisi hakkındaki engin bilgisi, satirik anlatım üslubunu da zenginleştirmektedir. Bir Yaz Gecesi Rüyası'nda geçen bir konu da Oberon ve Titania'dır. Bunlar perilerin kralı ve kraliçesi olarak karşımıza çıkar; mitolojinin ve gerçek tarihin gidişatını etkileyen sihirli parmaklar olarak gösterilmektedir. Shakespeare'in hayal gücümüzü zorladığı bu noktada, Puck ile kapanış sözlerinde, bu perilerin bir gölge, oyunun ise bir rüya olduğunu söyleyerek, bizleri aşkların ve ilişkilerin bir gölge ve rüya olup olmadığını düşünmeye itmektedir.

7 Şubat 2014

Uni Care Losyonlu Göz Temizleme Diskleri

Evet yine bir makyaj temizleme ürünüyle buradayım:) Bu ürün sadece göz makyajı için üretilmiş. Alıştığım pamuğa dökülüp silinen göz makyaj temizleme sıvıları yerine ıslak ince pamuk diskleri bir kutuya koyarak pratik bir çözüm yaratmaya çalışmışlar. 


Daha önce yeşilini kullanmıştım ve sert yapısından dolayı pek memnun kalmamıştım. Bunun kayısı yağlı ve losyonlu olması dolayısıyla daha hassas olabileceği dolayısıyla denemek istedim.



Gözünüzün üzerinde 5 dk bekleyin diyor ama o kadar zamana gerek yok bence:) Evet göz üzerinde biraz bekletip hafif bir masajla sıvının kirpiklere işlemesini sağlayabilirseniz daha çabuk çıkarıyor her göz makyaj temizleyici üründe olduğu gibi. Zaten göz makyajını çıkarırken göz çevresini hırpalamamak gerekiyor. 

6 Şubat 2014

Watsons (Superdrug) Yüz Temizleme Mendilleri

Yüz temizleme mendillerini yüzümü temizleme jeliyle temizlemeden önce ya da çok uykum varsa makyajımı temizlemek için kullandığım ürünler. Dolayısıyla sık sık bitiriyorum. Bu aralar da farklı ürünler deneme fırsatım oluyor. Bunlardan biri de Watsons un ithal ettiği Superdrug firmasının yüz temizleme mendilleri...



Yüz temizleme mendilleri olarak geçen ürün tüm cilt tiplerine uygun ibaresi taşıyor. İçinde ise temizleyici, göz makyaj temizleyici, tonik ve nemlendirici olduğu söyleniyor. Bir mendil için tamamen abartılmış bir açıklama olmuş. Bu yeşil paketli olan ise salatalıklı ve bir pakette 25 adet mendil var.