18 Ocak 2012

4'ün Kuralı * Ian Caldwell & Dustin Thomason / Kitap

"Sırrı korumak adına ilk cinayet 500 yıl önce işlenmişti.

Zamanın ötesinden günümüze uzanan entrikalar, göz kamaştırıcı bilimsel araştırmalar ve muhteşem bir hayal gücünün bileşimi: 4'ün Kuralı

Mezuniyetlerine çok az kalmış olan iki öğrenci -Tom Sullivan ve Paul Harris- Hypnerotomachia Poliphili'nin gizemli mesajlarını çözmek üzeredirler. Üzerinde çalışan herkesi hipnotize etmesiyle ünlü 500 yıllık Hypnerotomachia, Tom Sullivan'ın babasını da aynı şekilde etkilemiş ve adam bu konuyu saplantı haline getirmiştir.

Tom ve Paul, yüzyılların sırrını çözmek üzereyken hiç beklenmedik engellerle karşılaşırlar. Ancak, iki arkadaşın bulduğu eski bir güncede, o tarihi Rönesans elyazmasının sayfaları arasında gizli bir mezarın yerini gösteren şifreler olduğu anlaşılır.

Bu son ipucu, iki arkadaşı Hypnerotomachia'nın garip dünyasına; unutulmuş bilgeliğin, inanılmaz cinsel zevklerin ve korkunç bir vahşetin yer aldığı o dünyaya iter... "


-Publishers Weekly- 

16 Ocak 2012

Profesyonel / Tiyatro


 Vee bir tiyatro oyununa daha gittim. Elimdeki kitabı bir türlü bitiremedim ama tiyatro oyunlarıyla arayı kapatmaya çalışıyorum... Salondan girince buz gibi havayı geride bırakıp sıcacık tiyatro sahnesiyle dekoruyla karşılaşmak yağmur yağarken elinde kahveyle pencere kenarında kitap okumanın verdiği huzuru veriyor... Öncelikle oyunun dekoruna bayıldım eski bir sandalye eski kitaplık ciltler dolusu kitaplar eski bir daktilo deri koltuk pencereden görünen manzara bile çok gerçekçiydi. Oyunun geçtiği oda bir tiyatro dekoru değil yaşanmış bir oda duygusunu veriyordu.. Sonra ışıklar kapandıı ve sahne...

10 Ocak 2012

Yanık / Tiyatro

2011 Tiyaro sezonunda İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı olarak Cem Emüler 'in yönetmenliğinde Türkiye prömiyeri yapılmış tiyatro oyunudur. 
Oyunun yazarı Wajdi Mouawad 
Çevirmeni: Cem Emüler'dir.
Yönetmen Yardımcısı: Tansel Öngel 
Dekor Tasarımı Ali Cem Köroğlu 
Giysi Tasarımı: Gülhan Kırçova 
Işık Tasarımı: Akın Yılmaz 
Müzik: Koray Kahraman 
Dramaturg: Egemen Arslan
Oyuncular: Emel Göksü Keleş, Fatma Öney, Murat Karasu, Tansel Öngel, Iraz Yöntem, Gökçe Erinç, Veda Yurtsever İpek, Atilla Can Çelebi, Fatih Sarı, Vedi İzzi.
Oyun Konusu: Erkek egemen değerlerin hakim olduğu, savaşların yaşam biçimine dönüştüğü, işgal edilmiş topraklardan koparılmış mültecilerin kamplarda yaşamak zorunda kaldığı bir coğrafyada, çocuğundan koparılmış bir kadının, diğer iki çocuğunun hiç tanımadıkları babaları ve varlığından bile haberdar olmadıkları ağabeylerini bulmaları için planladığı yolculuğu konu almaktadır. Böylece ikizler geçmişlerindeki korkunç sırrı keşfederlerken, annelerinin ve genel olarak Ortadoğu coğrafyasının kan, acı, yoksulluk, cehalet ve öfkeyle yoğrulmuş hayatlarıyla yüzleşirler.

9 Ocak 2012

Genç Osman / Tiyatro

Yazan: Turan Oflazoğlu
Yöneten: Şakir Gürzumar
Yönetmen Yardımcısı: Murat Gökçer, Asuman Bora
Dekor Tasarım: Sertel Çetiner
Giysi Tasarım: Gülümser Erigür
Işık Tasarımı: Şükrü Kırımoğlu
Müzik: Can Atilla
Koreograf: Handan Ergiydiren Özer
Sahne Amiri: Yaprak Lale Gökdağ
Kondüvit: Ömür Açıkalın
Işık Kumanda: Yusuf Ergin
Suflöz: Emine Başaran Özkan
Dekor Sorumlusu: Durgut Demir
Aksesuar sorumlusu: Yusuf Erpençe
Rol Dağılımı:
Akın Erozan, Tolga Tuncer, İlhan Kantarcı, Kutay Sungar, Ahmet Erkut,
Nusret Şenay, Cahit Çağıran, Kayhan Sarıgöllü, Uğur Kaya, Mine Medya Haktanır, İhsan Sanıvar, Neşe Baykent, Füsun Akay, Fikret Ergin,Halit Güngör,
♥Nejat Armutçu, Necmettin Efe Ünsal, Deniz Balkan
Yeniçeriler, Sipahiler, Köylüler, Cellatlar, Cariyeler:
Halil Kızılöz, Deniz Sandalcı, İbrahim Korumaz, Murat Beşik, Pascal Timur Mattei Alican Güçoğlu, Batu Ergün, Burak Burçak, Cemil Cahit Selimoğlu,
Çağılhan Öztornacı, Çağlar Ekinci, Çetin Ok, Ecmel İs, Emine Irmak Bavkır,
Fatih Kayhan, Fatih Özkaya,Fırat Aygün, Gökhan Korkusuz, Haydar İlkay Çelik, İlhan Deliktaş, İrfan Atav, Kadir Samet Karaman, Nazım Hikmet Çalışkan,
Sabri Akdemir, Velican Demirel, Yusuf Atacan, Abdülaziz Öktem, Ahmet Emin Kayhan, Burak Soytemiz, Cengiz Aydoğan, Deniz Umut Balta, Eren Demir,
Esat Lale, Ferhat Kıratlı, Fırat Göngör, Hüseyin Özdemir, Hüseyin Sinan Hürkardeş, Kemal Gökhan Denizci, Onur Sarıaltın, Orhan Kara, Ömür Eliaçık, Selaaddin Safa Yetişen, Sibel Yıldırımlı,Tarık Şengil
Müzisyenler:
Bülent Durkan, Evren Tuncer, Hakan Şenlik, İsmail Gökçeev, Tolga Ünsal ,
Tolga Yaşar
Özet: 
"İnsanlığın üstün bir anlayışa yükselmesi ancak büyük birinin batmasıyla olur bazen. Halkın gecesine Tanrı nın uzattığı yeni tutuşmuş bir meşaledir bu ölüm. Yüz bin güneş birden ışık salsa, onun kadar genişletemez bilinç ufuklarını..."

Vahşet Tanrısı / Tiyatro

Kitaplar kadar hayatımda önemli olan bir şey daha var ki o da tiyatro… Ankara’da okuduğum dönemlerde o muhteşem salonlarda o heyecanı yaşama isteği oradan ayrılalı birkaç yıl geçse de içimde devam etti ve sonunda dualarım kabul oldu memleketimde de bir tiyatro açıldı… Geçen ay iki oyuna gittim bu ay da 4 oyuna gitme planlarım var. Burada da bu profesyonel oyunları paylaşmak istiyorum. Çünkü tiyatro diye gittiğim kimi yerlerdeki berbatlığı görünce devlet tiyatrolarına gitmenin ne kadar büyük ayrıcalık olduğunu bir kez daha anladım…
Şimdi ilk gittiğim oyun hakkında birkaç bir şeyler çiziktirmek isterim…

Vahşet Tanrısı
Yazan: Yasmina Reza
Çeviren: Zeynep Avcı
Yöneten: Celal Kadri Kınoğlu
Dekor-Kostüm: Serpil Tezcan
Reji Asistanı: Başak Özyönüm
Oyuncular
Ülkü Duru
Zafer Algöz
Zerrin Tekindor
İşdar Gökseven
 


Çocukları kavga etmiş olan iki aile "medeni bir uzlaşmaya varmak" istemektedir. "Kibarca" konuşmaya başlarlar aralarında. Ama sonunda kıyamet kopar. Çünkü hayatları farklı mutsuzluk biçimlerinden oluşan bu dostlarımız şu gerçeği bilmiyorlardır: İnsan aşkı ve evliliği hayalleriyle -yeteneğiyle- yaratır ve karakteriyle mahveder. Çocuk kaderdir! Ve çocuklar evden çıkıp "hayata karışırlar".

4 Ocak 2012

Anlayarak Çok Hızlı Okuma Teknikleri * Muhsin Kadıoğlu / Kitap

Bugün kafam hiç yerinde değil aslında. Ama kafam yerinde değilken daha iyi yazıyorum genelde. Bakalım bugün de böyle mi olacak diye geçtim beyaz ışığın karşısına… Seyrettiğim tek dizi Kuzey Güney e göz atıyorum bir yandan. Aşklar hep belli yaşlarda mı yaşanıyor acaba hep. Hayatta her şey kurallara mı bağlı bu sıkıcı toplumda merak ediyorum. Her şey izin verildiği ölçüde izin verildiği zamanda yaşanmalı sanırım. Umutsuzluk mu gerçek mi bu hayatı çekip çeviren bilemiyorum. Yoksa bunların hepsi bir yanılsama tek gerçek ölüm mü? Neyse batsın bu dünya lakırdılarına burada son veriyorum daha sonra devam ederim belki. Okuduğum kitabı bitirdim ama çok sıkıldım.